Bu Blogda Ara

11 Haziran 2014 Çarşamba

Heyecan ve Adalet

Konuşmayı bilmeyen çocukların bile bir adalet anlayışı var. Yaramaz bir kuklanın elinden oyuncağı alındığında üzülmüyorlar, uslu bir çocuğun oyuncağı alınırsa onu teselli ediyorlar. Onların dünyasında belli ki konular net. Ve her şeyi yeni gördüklerinden sürekli heyecanlılar. Bundan olsa gerek, heyecanlı olsalar da adalet terazileri (fiziksel bir sorunları/ihtiyaçları yoksa) şaşmıyor. 

Büyüklerin dünyasında adalet kavramına en uzak kavramlardan biri heyecan. Hem içgüdülerimiz, hem canımızı yakan olaylar, hem de öğrenilmiş "hizaya sokan olmalıyım" saplantısı, yetişkinlerin zırvaları adalet gibi görmesine ortam yaratıyor. 

Bayrak her milletin en önemli sembollerinden biri. Aslında bir bez parçası olmaktan çok ötede çoğumuz için. Bir nevi evimizin tapusu. Böyle bakınca bayrağa uzanan ellerin müthiş bir heyecan ve öfke yaratması kaçınılmaz. Ama onu "indireni indiririm" diyen "yaradılanı yaradandan" filan diye uydurmasın. 

Gezide çocukların üzerine gaz fişeği atılabilir demeyen "bu nasıl Genelkurmay" diye yaygara koparmasın. 

"O an"'ın heyecanıyla verilen tepkiler doğal (ve çok hatalı) olmakla beraber ne adalet ne asaletle (kalıtımsal olmayan asalet) yakınlaşmıyor. Taciz etti asalım, bayrak indirdi vuralım, molotof attı keselim, bir kırdı biz on kıralım mentalitesi aslında tüm o suçları işleyenlerin mantığı. Tacizci baskı şiddet görmüş, bayrak indirenin kardeşi vurulmuş, molotof atanı babası dövmüş, kıran hayattan hiç bir beklentisi kalmamış olabilir. İşinde gücünde, medeniyetten nasip almış insan o seviyede karşılık verdiğinde içini dahi rahatlatmıyor, kendini gaza getiriyor. Ve yeni intikam çiçeklerinin tohumlarını ekmeye çalışıyor. 

Birey konuların uzağında olduğundan böylesine heyecanlı ve mesnetsiz intikamlardan dem vurabilir. Ama büyük devlet, büyük olduğu için böyle bir olayı dahi kendisini yüceltmek için değerlendirmelidir. Mesela o kişi (bağımsız) yargının hükmettiği ceza süresince her akşam o bayrağı göndere çekse, veya bayrak imalatı yapan bir atölyede çalışsa daha etkili bir mesaj olmaz mı? Devlet her kamuoyu heyecanında örnek olacak bir tavırla kitle kazansa o bayrağın saygınlığı daha da artmaz mı?

Ölümü yaşamla, acıyı sevinçle, nefreti aşkla ezemez miyiz?

Hepinize süper günler,
Cihan