Bu Blogda Ara

19 Nisan 2014 Cumartesi

Glasnost

Açıklık anlamına gelen bu kelime sadece Sovyetler Birliği'nde değil bütün dünyada büyük bir sarsıntıyla gelen yenilikleri anlatıyordu. 

Yalan söylemek ne kadar gereksizse açık olmamak da o kadar sakıncalı. 

"Çok kızdım ama söyleyemedim"'ler kontrol ettiğimizi sandığımız öfkemizi bir yay gibi gerdiğimiz anların işareti. 

Beğenmediğimiz halde katlandığımız işleri yaparken belki de içimizde uyuyan dahinin önünü kesiyoruz. 

Toplumun bizden beklediğini düşündüğümüz biz için, içimizdeki dürüst çocuklara eziyet ediyoruz. 

Bunu yapmak istemiyorum çünkü doğruluğuna inanmıyorum dediğimizde, hem öfkelenmiyoruz, hem de kendimize veya başka bir sevdiğimize ayıracağımız zamanı boşa harcamamış oluyoruz. 

Ateistim dediğimizde (Allah'a inanmıyorum) bir dışlanma riskine giriyoruz belki ama kimseyi kandırmamış oluyoruz. -İzm'lere, -istlere mesafeliysek de bunu yarı kapalı da olsa açıklayabiliriz. Bunun önemli bir faydası sizi "öteki tarafta" görenlerin sizi daha olduğunuz gibi görmesidir. 

Birçok konuda "öcülerine sahip çıkan" toplum belki %90'ın inandıklarını gülünç bulduğunuzda size tepki koyabilir, ama aynı toplumun daha önemsediğiniz kısmını oluşturan yakın çevrenizin sizin hakkınızdaki genel hissiyatı çok değişmiyor.

Böyle küçük, bireysel ve samimi açılımlar belki ilerde toplumsal açılımların da daha kolay olmasını sağlar. 

Hepinize süper günler,
Cihan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder