Bu Blogda Ara

8 Şubat 2015 Pazar

Geliştik

Avrupa'da veya Amerika'da çıkan cep telefonunu çıktığı gün alınca memleketin ulaştığı gelişmişlik düzeyine şapka çıkarıyoruz. Yabancı sermayeyle, yabancı müteahhitin yapıp, işletip devrettiği metroyu havaalanını, birbirimize üstünlük taslamak için ağzımıza sakız ediyoruz. Tekniğin ve teknolojinin dünya çapında sermaye devlerince her köşeye dağıtılmasını, kendi başarımız sanıyoruz. Bunlardan yoksun olmak da elbet bir övünç kaynağı değil ve tabi ki bu nimetlerden vazgeçmemiz de zor, keyfine varmamamız da. Ama bunu biz yaptık sanmamız ne yazık ki büyük ve yakın zamanda komşumuz Yunanistan'ın yataktan düşerek uyandığı bir rüya.

Rönesans'a kadar, Bizans'ın devamı sayılan Osmanlı'ya hayranlık, gıpta ve korkuyla bakan Avrupa'nın özellikle son 2 3 asırdır dünyanın zenginliğinin merkezi olmasını ne kaynakları, ne çalışkanlığı ne zekasıyla açıklayamıyorum. Kaynaklarla olsa Araplar, çalışkanlıkla olsaydı Kürtler, zeka ile olsaydı Türkler şu an bulundukları gelişmişliğin kat be kat ötesinde olurdu.

Özgür düşünceyi sahiplenmeyen toplumlar, sağlam gelenekçilikleri ve sürekli çalışmalarıyla mucizeler yaratabiliyorlar. Ama bizim coğrafyamızda gelenekçilik de çalışma alışkanlığı da saman alevi gibi parlayıp, çıkara dokununca duman oluyor.

Aykırı olanı, tuhaf olanı, saçma görüneni irdelemeyip dışlayınca, incelemeden reddedince büyük cevherleri ortaya çıkmadan köreltiyoruz. Bağnaz, korkak, güvensiz elemanları; vizyonsuz, güçlenince diktatörleşen, ahlaki temellerinde arızalar olan liderlerin eline bırakıyoruz.

Toplumların gelişmişliklerinin iki hali var: görünen gelişmişlik ve iç gelişmişlik. 

15. Yüzyılda Da Vinci gibi kafirleri yakmayan İtalyanların ofisleriyle 21. Yüzyılda tweeter içerik engellemelerinde dünya birincisi olan bizim holding ofisleri birbirinden farklı değil ama içsel gelişmişlik açısından arada 500 yıldan fazla var. 

Hepinize süper günler,
Cihan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder