Bu Blogda Ara

16 Ekim 2015 Cuma

İfade Fedaileri

Erdoğan Ermenistan ile ilişkileri düzeltmek istediği zaman dedeme "Adamlar bize katilsiniz diyor biz onlarla açılım yapmaya çalışıyoruz" dediğimde "Hee kestik" demişti. Sesinde bundan gurur duymadığı belliydi ama çok da utanıyormuş gibi bir hali yoktu. Daha çok benim bunu bilmememe şaşırmış gibiydi.

Olayın üzerinden 100 yıl geçti hala bu konuda konuşulamıyor. Bunu ifade özgürlüğü kapsamında belirten Orhan Pamuk da ihanetle suçlanıyor. Daha önce de üzerinde durduğum bu konuya tekrar girmeyeceğim.

Dün bir TV programında bir vatandaş "PKK terör örgütü değildir" dedi diye toplu taarruza maruz kaldı. Neymiş efendim bütün dünya terör örgütü diyormuş. Desin. Demeyenler de var. En azından PKK lılar demiyor. Yakını PKK'ya katılmış olan demiyor. Bazı sol görüşlü yabancılar demiyor. Polisten işkence görmüş Kürt çocuk demiyor. Dünyada milyarlarca insan PKK adını dahi duymamış. Demek ki bütün dünya PKK terör örgütüdür demiyor. Velev ki dedi, birileri kabul etmeyebilir. İfade özgürlüğü zaten herkes aynı fikirde birleşsin diye değil, farklı fikirler konuşulabilsin diye var. "Koyun kurd ile gezerdi, fikir başka başk'olmasa".

İsviçre'de ifade özgürlüğünü yok sayan bir yasa çıktı. Ermeni soykırımını reddetmek suç sayıldı. Perinçek de gitti İsviçre'de bu "suç"u işledi ve mahkum oldu. AİHM'e gitti. Kazandı, temyiz edildi, yine kazandı. Ne kazandı ve kim kazandı çok iyi görmek lazım. Bu olayı ülkemizde şöyle yorumluyoruz: "Perinçek Ermeni soykırımı yoktur dedi ve davayı kazandı, demek ki AİHM Ermeni soykırımının yalan olduğunu tasdik etti". Bu ifade konunun tam bir şark kurnazlığıyla çarpıtılması.

Biraz bu fikri ezmek için alaycı yazmak zorundayım, gerçekte olan şu: Tamamı Türk düşmanı ve Ermeni dostu olan zalim Batı'nın para kasası olan İsviçre Konfederasyonunun alenen suç dediği eylemi adamın kameraları önünde yaptın (polis copu iteleme kakalamaya uğramadan), mahkemeye verildin ve paralel olmayan hukuku seni mahkum etti. Tamamı İsrail Ermeni ve Papa uşağı sandığın Avrupa'nın en yüksek mahkemesi dedi ki, İsviçre Devleti ifade özgürlüğü bakımından haksızdır. Temyizde de Büyük Daire (ki sana göre kesin masondur) de olayın nefret suçu değil, ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini yediye karşı on oyla söyledi. Demek ki neymiş, ifade özgürlüğünü özgürce seçtiğin vekillerinle, özgürce yazdığın yasalarına karşı da korumazsan, ifade özgürlüğü oturmuyormuş. Bir önemli ders de hukukun yaptığı hatayı, hukuk düzeltiyormuş. Emsal teşkil eden bir karar.

Bizim ailemizde başlayan yaklaşımsa ifade fedailiği. Çok okumadığımız için, çok bildiğimizi sanıyoruz. Emin olduğumuz ve kendimizle özdeşleştirdiğimiz düşüncelerimizi sakin sakin savunamadığımız zaman sinirleniyoruz. Böyle olunca ifade fedailiğine başlıyoruz: "Küçükler bilmez, ben öyle diyorsam öyle, bunu herkes bilir, PKK'ya tüm dünya terörist diyor, patron benim o yüzden böyle olacak, benim fikirlerime saygı duymuyorsan demek ki bana da saygı duymuyorsun" tarzı cümlelerin tamamı pasif agresif veya aktif agresif şekilde "ben artık sakince sorgulama gücümü kaybettim, sana bir şeyler dayatma yolunu seçiyorum" demek. Bu fedailik ne yazık ki başarılı oldukça, örnek alınıyor. Emsal teşkil eden bir eylem.

Hepinize süper günler,
Cihan



1 yorum:

  1. Olaylarla ilgili olarak senin bu gerçek anlamda tarafsız değerlendirmelerini çok takdir ediyorum oğlum <3

    YanıtlaSil