Bu Blogda Ara

29 Ağustos 2013 Perşembe

Mehtap

"Suudi Arabistan'da dolunayın ilk çıktığı anı görünce 'Arapların takvimlerini neden "ay dede"ye bakarak yaptıklarını şimdi anlıyorum' demişti babam. Bu coğrafyada düzlüklerin çokluğu, havanın bulutsuzluğu ve daha bilemediğim bazı nedenlerden ay ışığının hayatımdaki yeri çok güçlü. 

Beş arkadaş oturmuş gökyüzünü izleyip geziniyoruz. Arkadaşımdan otlak sigaranın ikinci nefesini çekerken keşke karım da bu güzel gökyüzünü görüyor olsa dedim. Şu anda büyük ihtimalle kızımı uyutuyordur. Özledim. 

Dünyanın insanları gidecek başka yerleri olmadığı için, 80'lerde eşiğine geldiği nükleer savaş tehdidini bertaraf ettiğine göre belki de binlerce yıllık medeni gelişimiyle her sorunu halledebilecek olgunluğa gelmiştir diye düşünüyor insan. Yanımdaki Muhammed 25 yaşında olduğu için ve meraksızlığından bu tehditten bihaber. Babasının kendisini ne kadar kızdırdığını ama onunla da gurur duyduğunu anlatıyor. 

Sessizliğin içinde kayan yıldızın adeta ıslığını duyuyorum. Fiyuuuuuuuu"

Böyle anlarda düşer savaşın soğuk çelik yüzü bombalar. Suriye'de olsun, Mısır'da olsun, Vietnam'da ya da Anafartalar'da. Birileri zafer kazanırken bazı çocuklar yetim kalır bazı anneler yüreği kopuk. Ve dünya bir kez daha öğrenir ki savaşın yanında kötü şeylerin hepsi biraz masumdur. 

Hepinize süper günler,
Cihan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder