Bu Blogda Ara

8 Haziran 2013 Cumartesi

Basit düşünmek

Bazen basit gerçekleri, derin analiz yapma kaygısından es geçeriz. Gözümüzün önündeki bariz gerçeğe odaklanamayız. 

Sosyal medya belasında ve sohbetlerde etrafıma Başbakan'ın neden özür dilemeden, geri adım atmadan, göstericileri övmeden "büyüklük bende kalsın" diyerek "Topçu kışlasını uzmanlarla birlikte tekrar düşüneceğiz" benzeri bir ifade kullanmadığını anlamadığımı söylüyorum. Başbakan'ın iç savaş kışkırtmak istediğini düşünmüyorum, bundan ona bir fayda gelmez. Toplumsal olayları bu şekilde susturacak kadar kendine güveniyor olabileceğine ihtimal versem de meydanlardaki kararlılığı görmemiş olabileceğine kani değilim. Cumhurbaşkanı'nın Arınç'ın ve birçok destekçisinin ifadelerinde de uzlaşmacı yaklaşımlarını görünce Başbakan'ın bu tavrına anlam veremiyorum. Siyaset gerçekten çok ciddi bir birikim ve uzmanlık işi, bu yüzden idrak edememem çok normal. Neticede seçimler yakın ve AKP'nin en yüksek oyla seçimlerden çıkma ihtimali yüksek, neden gerginlik geçiştirilip sonra yine "ne derlerse desinler" istediği yapıyı dikmesin ki?

Başbakan'ın en güçlü özelliği kitleleri peşinden sürükleyebilmesi. Belki de tabanının heyecanını bu tavrıyla ateşlemek için erken seçimlerde ana stratejisini bu olarak belirledi? Seçim propagandasını:

- Biz halkımıza hizmet için uğraşıyoruz ve bizi çekemiyorlar
- İç ve dış şer odakları Türkiye'nin zayıf düşmesi için işbirliğine girdi
- Liderinizi "yiyecekler". 

Üçlü argümandan tutarlı bir mağduriyet (karşı tarafta da ihanet) senaryosu çıkıyor. 

Yakın zamanda (Haziran ayı içinde) seçim tarihi açıklanırsa bunun bilinçli bir strateji olabileceğine inancım artacak. Demem o ki belki de gerçekten gözümüzün önündeki seçimin stratejisini izliyor olabiliriz. 

Cihan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder