Bu Blogda Ara

19 Haziran 2013 Çarşamba

Ne zaman biter?

Hiçbir zaman!

Değişim hiçbir zaman bitmeyecek. Tek bir canlı kalmadığında dahi gezegenlerin yörüngeleri değişecek, yıldızlar sönecek patlayacak, yeni yıldızlar ve gezegenler oluşacak.

Hal böyleyken dünyamızda, özellikle de ülkemizde, 1000 yıllık devlet geleneğimizin idaresine geçenler büyük çoğunlukla bir süre sonra değişikliklerden rahatsızlık duymaya ve onları durdurmaya, engellemeye çalışıyorlar. Ian Robertson'un dediği gibi bu bir hastalık mı, yoksa yetiştirilişimizden mi bilmiyorum ama çok sık oluyor. Taşları yerinden oynatabilenler, son ve mükemmel hamleyi kendilerinin yaptıklarına inanıyorlar. Değişimin önünde yol açarken, "muhafaza" kaygısında bulanık zeka moduna geçiyorlar. "Ben değiştim" diyerek gururlananlar, "Ben değişmem" diyerek böbürlenmeye başlıyorlar.

Değişmemek ve tutarlılık aşırı değerleme gören kavramlar. Şartlar değiştikçe değişmek, yani adaptasyon "kaypaklık" ve "omurgasızlık" diye yaftalanabiliyor. Halbuki şartlara uyum sağlamak hayatta kalmanın birinci şartı (şartları kendiniz belirleyemiyorsanız). "Ben değişmem" diyorsunuz, siz bunu derken 1 yıl içinde bazı böbrek hücreleriniz dışında neredeyse tüm hücreleriniz TAMAMEN değişmiş oluyor. Üstelik şartlarda bir değişiklik olmasa da. O yüzden değişen şartlara içten samimiyetle uyum sağlayan kişi ve kurumlar, krizlerden güçlenerek çıkıyor. Değişime direnenler, direnişle değişiyorlar.

Rüzgar sörfü yaparken, rüzgarın şiddeti ve yönü değiştikçe siz de tutuşunuzu duruşunuzu değiştirirsiniz ki istediğiniz yöne gidebilesiniz. Sörf eğitmeninin söylediği gibi "malzemeyle boğuşursanız" hem kendinizi yorarsınız, hem de rüzgarı kaçırırsınız.

Hepinize süper günler,
Cihan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder