Bu Blogda Ara

2 Haziran 2013 Pazar

Toplum Depremi

Başbakan iki çok önemli ve çok doğru tespitte bulundu: olayların bu noktaya gelmesinde provokasyon çok etkiliydi ve polisin gaz kullanımı yanlıştı. Bence bu iki cümle birleşmeli: Türkiye'de toplumsal olaylar büyüyor çünkü polis provoke edici davranmayı yöntem edinmiş. Edinmiş de memurlar aralarında anlaşıp mı gaz sıkmaya karar vermişler? Tabi ki hayır. Yönetici (vali mi, emniyet müdürü mü, içişleri bakanı mı başbakan mı bilemem) "ne pahasına olursa olsun orayı boşaltın" derse polis eline geleni kullanır. "Bir kişinin burnu kanamasın" derse kanamaz (yani polis yüzünden kanamaz). Çünkü polis teşkilatı bu donanım ve eğitime sahip. 

Sadece Gezi olaylarıyla bunu söylemek acelecilik olabilirdi ama yıllardır 1 mayıslarda can ve mal kaybı, sınırları polis çizince artıyor. Son 1 mayısta düşünceli büyüklerimiz inşaat çukuruna düşen olmasın diye hepsini gaza ve coba boğdu. 80lerin duvar yazısıdır: "Barış için savaşmak, bekaret için sevişmeye benzer". Yurttaşlarımız başlarına birşey gelmesin diye hastanelik edildiler.

Ulusal medya söz dinleyerek iktidara sadakatini ispatladı. Halka hayal kırıklığı yaşattılar. 99 Depreminde Türkiye radyoyu keşfetti, bütün bilgiyi oradan aldı, 2013 toplumsal depreminde sosyal medya tahta geçti. Artık meydana giderken ayakkabınızı unutabilirsiz ama akıllı telefonsuz olmaz. 

"Türk Baharı" bir iç savaş çıkartmaz diye umuyorum, devrim de olmaz. Rantın beli kırılmaz ve iktidar değişmez belki ama şurası kesin: 1 Haziran 2013'te bambaşka bir Türkiye'ye uyandık!

Cihan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder